Dilimizde delil ya da kanıt “aranılan gerçeğe ulaştırabilen iz” şeklinde tanımlanmıştır. Yani ticari defterlerin içinde bulunan bilgiler ve o bilgilerin dayandığı belgeler eğer gerçeğe ulaşmada daha net bir ifadeyle Yargı makamının doğru bir karar vermesine yardımcı olacak nitelikte ise delil olarak kullanılabilir. Bu defterler sahibinin ya da işletmenin lehine delil olabileceği gibi aleyhine de delil olabilmektedir.

Ticari defterlerin işletmenin  hangi durumlarda lehine, hangi durumlarda ise aleyhine delil olarak kullanılabileceğini ana hatlarıyla inceleyelim Ticari defterlerin sahibinin veya haleflerinin (yerine geçenlerinin) lehine delil olarak kullanılabilmesinin şartları şu şekildedir;Uyuşmazlığın kaynağı ticari bir iş olmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini de ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğini haiz olan uyuşmazlıklarda  lehe delil olarak kullanılamaz.
Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir olmalıdır. Taraflardan birinin veya her ikisinin tacir olmaması halinde defterler lehe delil olarak kullanılamaz.
Ticari defterlerin tümü tacirin lehine delil olarak kullanılabilir. Yevmiye defteri, envanter defteri, defteri kebir gibi mu­hasebe ile ilgili defterlerin yanısıra, muhasebe ile ilgisi bulunmayan, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri de ticari defter niteliğindedir.

Tacirin tuttuğu tüm ticari defterler birbirini doğrulamalıdır. Birbi­rini doğrulamayan defter kayıtları tacirin lehine değil aleyhine delil olabilir.
Ticari defterler kanuna uygun şekilde tutulmuş olmalıdır.  Eksiksiz, usulüne uygun ve hem açılış hemde kapanış tastiklerinin yapılmış olması gerekmektedir.
Hasım taraf, defter tutma yükümünü hiç veya gereği gibi yerine ge­tirmemiş olmalıdır.  Aksi takdirde sizin aleyhinize hasım tarafın lehine delil olarak kullanılabilir.
Ticari defterlerin sahibinin veya haleflerinin aleyhine delil olarak kullanılma şartları da şu şekildedir;
● Davacı kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine da­yanmış olmasına rağmen, ticari defterlerdeki kayıtlar kendisi aley­hine delil oluşturacak nitelikte olabilir. Bu ihtimalin gerçekleşme ihtimali azdır. Zira, hiç kimse kendisi aleyhine delil oluşturabilecek kayıtlar içeren ticari defterlerine dayanmaz.
● Taraflardan biri iddiasını ispatlamak için, karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmesini isteyebilir. Karşı tarafa ait ticari defterlerin sadece delil olarak ibrazı istenebilir veya  karşı tarafa ait ticari defterlerin ibrazını isteyen taraf, bu defterlerdeki kayıtları kabul edeceğini belirtebilir.
● Tarafların her ikisinin tacir olmasına gerek yoktur. Sadece ticari defterlerinin ibrazı istenen tarafın tacir olması yeterlidir.
● Defterler Kanun’a uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olabilir. Kanun’a uygun olarak tutulmuş defterlerdeki  sahibi  lehine olan ka­yıtlar dahi aleyhindeki kayıtlar gibi geçerli olup bunlar birbirinden ayrılamaz.
Ticari defterler sahibinin  veya işletmesinin yaptığı tüm faaliyetlerin  izdüşümüdür.  İzdüşüm oluştururken yani defterler tutulurken azami  dikkat ve özen gösterilmelidir ki en küçük bir alacak verecek uyuşmazlığından en büyük davalara kadar her türlü  ihtilafta  tüm iddia veya savunmaya dayanak olabilecek  kalitede delilller olabilsinler.
Kaynak:Murat TÜRK